Yas

Kayıp denince aklımıza ilk olarak sevdiğimiz birinin ölmesi gelse de, ayrılıklar, boşanmalar ve var olan bir rolümüzü veya becerimizi yitirdiğimiz işten atılma, emekli olma, yaşlanma ve hastalanma gibi yaşadığımız durumlar da kayıptır.  

‘Yitim can yakıcı bir armağandır.’ (Vamık Volkan)

Kayıp anne rahminde başlar. Bizi çepeçevre saran güvenli ortamımızdan çıkarız. Kaybederek doğarız, diyebiliriz. Kayıplarımız aynı zamanda şansımızdır.  Büyümek bir kayıptır, çocukluğumuzu kaybederiz. Evlenince bekâr hayatımızı kaybederiz. Anne olduğumuzda anne olmadan önceki ritüellerimizi kaybederiz.

“Ölüm kayıpların en somut ve en acı olanıdır. Ölüme karşı verdiğimiz tepkilerimizde farkında olmaksızın, geçmişimizdeki yarım kalmış, dayatılmış ya da aceleye gelmiş ayrılıklarımızın bilinçaltımızdaki kalıntılarını da bir arada yaşarız. Yas tutma, sadece ölüme karşı verilen bir yanıt değildir. Yas tutma herhangi bir yitim ya da değişikliğe verdiğimiz psikolojik yanıt ve iç dünyamız ile gerçeklik arasında uyum sağlayabilmemiz için yaptığımız uzlaşmalardır.”   (Gidenin Ardından – VAMIK VOLKAN)

Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde kaybımız sadece bir kişiyle sınırlı değildir.  O kişiye hayatımızda verdiğimiz roller, birlikte yaşanacak geleceğe dair hikâyeler, kendimizin ona karşı rollerini de kaybederiz. Dahası kaybettiğimiz nesne ile birlikte benliğimizi de kaybederiz. Yas eski kimliğe dönüş değil otantik yeni bir kimliğin inşasıdır. Kişi bir daha asla eski ben olmaz, eski kimlik kayıp tarafından yok edilir. Yas süreci aynı zamanda kendiliğimizi yeniden inşa sürecidir. Bu yüzden yaşanması ertelenmemeli ve yasa izin verilmedir.

Ölüm dışındaki bazı önemli kayıplar da duygusal anlamı nedeniyle yas reaksiyonu gelişmesine neden olur.

Eş ya da sevgiliden ayrılmak aynı bir yakının kaybı gibidir. Bu defa kayıp ölüm yoluyla değil ayrılıkla yaşanmıştır. Yine bir yas reaksiyonu görülür. Öncelikle olaylara inanamaz, şok ve şaşkınlık, ardından öfke ve pazarlık evresi gelir. Öfke döneminde onun sevmediği yanlarını büyütür. Sonra gelen pazarlık aşamasında “Keşke şöyle yapsaydım ya da yapmasaydım?” gibi hesaplaşmalar yapılır. Kaybın fark edilmesi ile çökkün, depresif duygulanım yaşanır. Sonunda, kabullenme ve yeniden hayata dönüş olur. Bazen kişi ayrılık acısına dayanmak için hemen yeni bir ilişkiye başlar. Bu yas sürecini engeller, olumsuz duygu yükünün birikimi çoğunlukla başka psikolojik sıkıntılar şeklinde açığa çıkar.

Yas tutma yitimin sonrasında yaşanan doğal bir süreçtir. Zorlayıcı ve streslidir, ancak hastalık olarak ifade edilmemesi gerekir. Yas sürecinde gösterilen tepkiler bireyseldir ve kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte, bir grup ortak bedensel, bilişsel, duygusal ve davranışsal belirtiler görülür. Bu ortak belirtiler;

Nefes alamama, boğulacakmış gibi olma, her an tetikte olma hali, iştah artması/ azalması, çabuk yorulma gibi fiziksel belirtiler,

Şok, üzüntü, öfke, suçluluk, kaygı, korku, yalnızlık, yorgunluk, çaresizlik, isteksizlik, umutsuzluk gibi duygusal belirtiler,

İnanmama, dikkat dağınıklığı, hatalı/çarpık düşünceler, unutkanlık, rahatsız edici düşünce/rüya gibi bilişsel belirtiler ve

Dikkatsizlik, uyku ve iştah problemleri, alkol ya da madde kullanımı, sosyal çevreden veya kaybedileni hatırlatıcı uyaranlardan kaçma gibi davranışsal belirtilerdir.

Patolojik Yas Tepkileri

Kronik Yas: Çok uzun bir süre ve yeterli bir sonuca ulaşamadan yas tutmanın sürdüğü bir haldir.

Gecikmiş Yas: İnhibe edilmiş, bastırılmış ya da ertelenmiş yas olarak da tanımlanır. Kişi kaybından sonra bir duygusal tepki vermiştir, ancak bu tepki kayıp için yeterli düzeyde olmamıştır. İleriki yıllarda yaşanan başka bir kayıp durumunda kişi yas tepkisi gösterir. Fakat belirtinin şiddeti gerekenden fazladır.

Abartılı Yas: Normal yas tepkisinin daha yoğun ve abartılı bir şekilde yaşanmasıdır. Kişi belirti ve davranışlarının yaşadıkları kayıpla ilgili olduğunun farkında olabilir.

Maskelenmiş Yas: Hastalar yakınmalarının kayıpla bağlantılı olabileceğinin farkında değillerdir. Kayıp sırasında ya yas yaşanmamıştır, ya da yasın ifade edilmesi bastırılmıştır. Maskelenmiş yas tepkileri, fiziksel ve ruhsal bir belirti şeklinde veya maladaptif davranışlar şeklinde görülür.

Yas ve Psikoterapi

Yas süreci, sıklıkla kayıp acısını ya da bununla baş etmeyi tecrübe etmemiş kişiler tarafından anlaşılması oldukça zor, yalnız yaşanan, gizli ve mahrem kalmış bir alandır. Yas terapisi, yas sürecinin yeteri kadar uygun biçimde ve doğal akışı içinde yaşanmasını amaçlar.

Danışanın kayıpla ilgili çözülmemiş duygularını çözmek ve yası tamamlama sürecinde, kişinin sıkıntılarıyla başa çıkma becerilerini arttırmak ve normal hayata dönmesini sağlamak amaçlarını taşır. Komplike yas belirtilerini azaltmak bu sayede mümkün olur. Komplike yas ağır yaşanan ve işlevsiz davranışların göründüğü ve matemi yaşayıp tamamlama sürecine gitmeyi engelleyen bir durumdur.

EMDR Terapisi ve Yas

Bedenimizde bir yara meydana geldiğinde bedenimizin bu yarayı iyileştirme gücü vardır. Kayıplarımız da bizim ruhumuzdaki yaralardır. Zihnimiz bu yarayı iyileştirebilir. Ancak bazı olumsuz yaşantılar iyileşmemize engel olur. Sağlıklı bir yaslanma süreci için EMDR Terapisi ile iyileşmeyi engelleyen olumsuz anlar çalışılır.

Bilişsel Davranışçı Terapi ve Yas

Ölüm ve ya kayıp bireyde çok temel olan dünya, diğerleri ve gelecek hakkındaki düşünce sistemimizi yaralar. Bilişsel yaklaşıma göre patolojik yas, aşırı duygusal tepkiyle birlikte, bu çarpıtılmış düşüncelerden şekillenir. Bilişsel Davranışçı Terapi bu çarpıtılmış düşüncelerle çalışır, kişinin davranışçı yaklaşımla çevresi ile adaptasyonu yeniden sağlanır.

Duygu Odaklı Terapi ve Yas

Kayıp beraberinde baş etmesi güç duygular bırakır. Acı, suçluluk, öfke, üzüntü gibi… Istıraba dönüşen bu acılar tıpkı bir beden ağrısı gibi bedenimizde tezahür eder, kalbimiz ağrır, yüreğimiz yanar, göğsümüz sıkışır. Bu duygular sağlıklı bir şekilde yaşanmaz ise yaşayamadığımız yas süreci hayatımızda somatik yakınmalara, depresyona ve başka duygu regülasyon bozukluklarına dönüşebilir. Duygu Odaklı Terapi bu duyguların hissedilmesi, ifade edilmesi anlamlandırılması için bize eşlik eder.

Hangi Durumlarda Yas Deneyimi Yaşanabilir ve Psikolojik Destek Alınabilir?

Hayatın akışını değiştiren olaylar ve durumlar

Ani bir kötü haber almak

Kazalar ve ölümler

Tıbbi bir tanı almak

Kronik rahatsızlıklar

Mental yetersizlikler

Kürtaj ve düşük

Ayrılık

Boşanma

Gerçekleştirilememiş istekler

Hayal kırıklıkları

 Psikolog Nadire Gül Demir
Yas