Dönemsel olarak, rutin haline gelmiş bazı davranışlarımız nedeniyle takıntılı veya obsesif olduğumuzu düşündüğümüz anlar mutlaka olmuştur. Ancak obsesif kişi; anlamsız olduğunu bilmesine rağmen aklından atamadığı takıntılardan ötürü, düşünceleri sürekli işgal altındadır. Zamanla takıntıları aşan ve saplantılı hale dönüşen bu düşünceler kişiyi adeta esir alır. Kişi, bu düşünceler sebebiyle artık başka bir şey düşünemez olur ve bu yüzden hayatı tam anlamıyla çıkmazdadır.
Takıntılı düşünceler, zihni adeta istila eder ve bu sebeple kişi, günlük hayatını normal seyrinde sürdüremez. Hayatın akışına devam edebilmek ve takıntılı düşüncelerin yarattığı sıkıntılardan kurtulabilmek için bir çözüm yolu gereklidir. Takıntıları had safhaya ulaşmış obsesif kişilerin buldukları çözüm yolu kompülsiyon olarak adlandırılır. Kompülsiyon; obsesif kişiliklerin probleme neden olan sorun için gerçekleştirilen eylemlerle geçici olarak kendilerini rahatlatmalarına verilen tanımdır. Gerçekleştirilen kompülsiyonlar zamanla, var olan kaosu daha da zorlaştırcı hale getirir. Çünkü geçici olarak rahatlayan kişinin zihninde çok geçmeden yine obsesyonlar belirmeye başlar ve kişi, kendini rahatlatmak için yeniden kompülsiyon uygulama zorunluluğu hisseder. Bu eylemleri kusursuz olduğuna emin olana kadar yapmaya devam eder. Takıntılardan kurtulmak için yapılan bu eylemler de zaman içerisinde rutin haline gelir ve eğer yapılmazsa kötü bir durum oluşacak düşünceleri, kişiyi ve yakın çevresini daha da yıpratmaya başlar.
Neden Obsesif Oluruz?
Obsesif kompülsif bozukluğun (OKB) nedenleri çok çeşitlidir. Düşünce hatalarından kaynaklı olabileceği gibi yalnızca bir semptom olarak farklı sorunların kaynağı da olabilir.
Kontrolcü yapıya sahip kişiler; yanlış yorumladığı ve üzüntü içeren obsesif düşüncelerini etkisiz hale getirebilmek için, zorlayıcı davranışlarda bulunarak bu düşüncelerini kontrol altına almaya çalışırlar. Ancak; OKB psikolojik rahatsızlığa sahip kişiler, bu düşünceleri kontrol edemediklerinden saplantı ve korku halinde yaşarlar. Düşünce hatalarından kaynaklı OKB’nin, bilişsel davranışçı terapi ile sona erdirilmesi mümkündür.
Eğer takıntılar, kabul edilemeyen bir duygu veya dürtünün geçmişine işaret eden daha derin bir rahatsızlığın semptomu ise, derin terapi ile obsesyonların izini sürmek gerekir. Örneğin; kirlenme korkusu olan bir kişinin geçmişinde cinsellikle ilgili bastırdığı bir suçluluğu, ne kadar yıkanırsa yıkansın o kirden arınamayacağı hissi yaşaması; obsesyonların altında yatan bastırılmış dürtü ve duyguların varlığına bir örnektir.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Neden Olur?
- Genetik yatkınlık (Modelleyerek ve genetik aktarım şeklinde).
- Katı, mükemmelliyetçi, aşırı koruyucu, iletişime kapalı aile yapısı.
- İlgisiz aile sebebiyle küçüklükten itibaren büyük sorumluluklar üstlenmek.
Anne, babanın yüksek beklentilerini kusursuz şekilde karşılamaya çalışan çocuğun; ailenin açığa çıkmasına izin vermediği üzüntü, korku gibi duyguları bastırması sebebiyle, ailesine duyduğu öfkeyi derinlere gömmesi de OKB’ye davetiye çıkaran ciddi bir problemdir. Kişi bu noktada, bastırılan duygular yerine düşüncelere sarılır ve zaman içerisinde bu düşünceler takıntı halini alır.
Örneğin; bir annenin kusursuz ve eksiksiz beklentileri sebebiyle bunalmış olan evladını ele alalım. Kişinin sırtına annesi tarafından yüklenmiş ağır yükler yüzünden, annesine karşı öfkesini öyle bastırmıştır ki, ona zarar verme düşünceleri gün yüzüne çıkar. Kişinin, gerçekten bir gün kontrolden çıkar da annemi öldürürüm kaygısı, bastırılan duyguların OKB’ye etkisi konusuna örnektir. Bu düşünce, sanki gerçekleşmiş gibi kişinin kendini kötü hissetmesiyle devam eder. Burada aslında şiddetle bastırılmış duygular vardır ve kişi, bu duyguların varlığını bile kabul etmek istemez. Buradaki semptom; anneye zarar vermek değil, bastırılan öfkenin derinlerde bir yerde takılı kalmasıdır. Semptomlara kulak verildiğinde, orada yatan bir duygu olduğunu görebilir ve tedavi sürecini gizlenmiş olan o duygu temelinde çözebiliriz.